edebiyathaberleri.com Röportajı

Kaynağında okumak için tıklayın

Sizi tanıyarak başlayalım dilerseniz, Burak Çakır kimdir? Edebiyat ve yazın hayatınız nasıl başladı?

Burak Çakır benim için; 95 Elazığ doğumlu, aslen Kırşehirli ve hikâye anlatmayı seven bir adam. Yazın hayatımsa tiyatro ve tabii oyunculuk merakının peşi sıra gelişti diyebilirim. Çocukluk yıllarında biraz da cebren gönderildiğim oyunculuk kursları ortaokul itibariyle bir tutkuya dönüşmüştü, o dönemde aldığım bir dönem ödevi neticesinde oyun metni yazmam icap etti ve yazmanın büyüsüne kaptırdım kendimi. Etkili bir büyü olmalı ki halen kapılmış durumdayım.


Yine bir öykü kitabıyla ancak bu sefer çocuk edebiyatı alanında görüyoruz sizi, bir tarz değişikliği mi söz konusu?

Bir tarz değişikliği olduğunu düşünmüyorum, anlatmak istediğim hikâyelerim var ve bunları edebi bir yaklaşımla sunmaya çalışıyorum. Bunu yaparken bir yaş kıstasım yok, bu yüzden kitabın arka kapağında da yer alan (Gamzeli Gezegen) “çocuklar ve hayalin gücüne inanan yetişkinler için”ibaresini her mecrada vurguluyorum. Kitap genel itibariyle sevimli ve masumane öykülerden oluşuyor ama bu basit ve beylik laflarla dizilmiş bir kitap olduğu anlamına gelmiyor, gelmemeli de zaten. Edebi açıdan bir yetişkinin de kitabı zevkle okuyacağına inanıyorum.




Bahsi gelmişken yeni kitabınız Gamzeli Gezegen’den bahsedelim isterseniz. Yazımından yayımlanmasına nasıl bir süreçten geçtiniz?


Bir çocuk kitabı yazmak aslen sevgili Uygar Özdemir hanımefendinin yönlendirmeleriyle oldu diyebilirim. Kendisi bir ışık gördü sanırım, çaba ve ısrarları neticesinde yazmaya başladım ve nihayetinde karşımıza maceraperest bir gezegen çıkıverdi.


Türk çocuk edebiyatı hakkında ne düşünüyorsunuz, çocuk edebiyatımızı nerede görüyorsunuz?

Genel anlamda edebiyatımızı tabular arasında sıkışmış, yazarları ise edebiyata katkı sağlamaktan uzak, yetiştikleri edebi geleneği devam ettirme endişesi içerisinde görüyorum. Bu durum çocuk edebiyatı için daha yoğun hissediliyor elbette. Tekdüze ve çağ dışı bir yaklaşım söz konusu, yazılan pek çok kitabın günümüz çocuklarına hitap ettiğini düşünmüyorum.


Edebiyat dışında da değişik projelerde görüyoruz sizi; örneğin seslendirme alanında ödüle sahipsiniz, yakında yönetmenliğini yaptığınız bir belgesel yayınlanacak ve tabii kitaplarınız da mevcut. Bu yelpaze içerisinde siz kendinizi nasıl veya nereye konumlandırıyorsunuz?

Ben bir yazarım, yaptığım her işte yazar kimliğimle hareket ediyorum ve aslen farklı olarak görünen işler yine benim yazar kimliğim etrafında şekilleniyor. Yazarak yeterince anlatamayacağıma inandığım hikâyeleri farklı şekillerde anlatıyorum. Örneğin bahsettiğiniz belgesel âşık edebiyatı geleneği ile rap müzik arasındaki bağı irdeliyor, nitekim seslendirme ödülü de Mehmet Akif’in Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak şiirini seslendirmem ile kazanılmış bir ödül.

Burak Çakır


Edebiyat veya edebiyat dışı yeni projeleriniz var mı? Bizi neler bekliyor?

Şuan yeni çıkan kitabın heyecanı ve meşakkatleri ile baş etmeye çalışıyorum, tüm dikkatim bunun üzerinde ama yazın sonuna doğru güzel projelerle gelebiliriz.


Vakit ayırıp sorularımızı yanıtladığınız için teşekkür ederiz. Son olarak sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Ben teşekkür ederim, güzellikler dilerim…


Yorumlar