6 Mayıs'da Başlıyoruz...
Reviewed by Son Ümit dergisi
on
Nisan 30, 2015
Rating: 5

Şiir İsrafı ║ Şiir
Reviewed by Son Ümit dergisi
on
Nisan 08, 2015
Rating: 5

İLETİŞİM
İLETİŞİM
Reviewed by Son Ümit dergisi
on
Şubat 22, 2015
Rating: 5
Bedahet Şiir Albümü
Bedahet Şiir Albümü Yayınlandı!
İstediğiniz şiire tıklayarak dinleyebilirsiniz...01-Kabus
02-Martılar
03-İstasyon
04-Anippe
05-Harcanmışlık
06-Uyurken Güzel
Bedahet Şiir Albümü
Reviewed by Son Ümit dergisi
on
Ocak 22, 2015
Rating: 5

Anippe / Nil Kızı ║ Şiir
Renkli bir örtünün ardındaydın
Ve kaçıyordun benden
Oysa gözlerin yalanlıyordu sözlerini
Okunuyordu aşk, en çıplak haliyle
Basık tavanlar altında kaçak fısıldardık;
Bildiğimiz tüm sevda sözlerini
Bin dokuz yüz altmış ikiden bu yana
Tebeşirle karışık hüzün kokardı hol
Ki sen bozdun bunu bir nisan sabahı
Biraz lavanta ve ölesiye bir tutku ile*Sinada dergisi 7. sayı, 2015
Anippe / Nil Kızı ║ Şiir
Reviewed by Son Ümit dergisi
on
Ocak 19, 2015
Rating: 5

Martılar ║ Şiir
Şiiri Dinlemek İçin Tıklayınız!
Büyüyen bir özlemle beklemekten ibaret tüm hayatım
Zamanın inadına, yine aynı yerimde
Senden sonraki dostumla
Yalnızlıkla bekliyorum...
Ruh bedende sıkışmış, Kalp artık usanmış
Ümitsizlikle karışık sensizliği dinliyorum.
Bir ara suretin geliyor gözüme
Titrek bir edayla anıyorum adını,
Şeytanla beraber!
Sonra paltomu alıyor omzuma,
Yürüyorum sahil boyunca.
Ne insanlar, ne deniz...
Aklım sen, kalbim sen, ruhum sen,
Bana kalansa esir bir beden.
Neden sonra gözüm takılıyor,
Melek misali o martılara...
"Ah ne özgürsünüz martılar,
Aklınızda hiç yer etmiyor hatıralar"
Martılar ║ Şiir
Reviewed by Son Ümit dergisi
on
Ocak 08, 2015
Rating: 5

Kabus
Kabus ve daha fazlası Milenyum Çıkmazı'nda!
Uykusuz geceler zulüm gibi geliyor insana, hele ki kafan doluysa bitmek bilmiyor vicdani muhaseben. Düşüncelerinden kaçarken imdadına yetişen yorgunluğu oluyor insanın, sızıyorsun evin bir köşesinde ansızın. Ancak uyumak sadece fiziksel bir özgürlüktür, zihnin ölmedikçe durmuyor. Bu kez düşüncelerin kâbus olup bir çığ gibi çullanıyor üzerine ve eziliyor insan yoksunluğunun altında. Kâbuslara alışkınsan sıçrayarak uyanmazsın, öyle de oluyor nitekim. İstemeyerek ama sakince uyanıyorsun. Gözlerini açıp tavana bakıyorsun hisleri alınmış bir yaratık gibi tepkisiz. “Keşke bir süre daha uyusaydım” diye geçiriyorsun içinden çünkü biliyorsun ki bu kısa göz dinlendirmeleri yeterli değil, hasta olman çok yakın. Ama kimin umurunda? Bilakis inatlaşıyor ve giyinmeye tenezzül etmeden balkon kapısını açıp atıyorsun kendini kışın soğuğuna. Soğuğu da yiyince uykunun esamesi kalmıyor gözlerinde. Üzerine yapışan zift karası geceye dönüyorsun sonra, sokak köpekleri bu saatlerde semtin uyanık tek sakinleri, biliyorsun. Göz ucuyla bakıyorsun bir yaşam belirtisi bulmak ümidiyle ama köpekler dahi terk etmişler bu soğuğa şehri. Baş başa kalıyorsun bulutlu ve basık bir şehir havasıyla. O an aklına Atilla İlhan geliyor “Köpek gibi yalnızlığım” diyor ya şair, için buruluyor. Basık ve karanlık bir gece oldum olası yalnızlığın temsilidir de zaten, insan yine de alışamıyor. Kabullenmek istemiyor belki ama tümüyle inkâr da edemiyor…
Uykusuz geceler zulüm gibi geliyor insana, hele ki kafan doluysa bitmek bilmiyor vicdani muhaseben. Düşüncelerinden kaçarken imdadına yetişen yorgunluğu oluyor insanın, sızıyorsun evin bir köşesinde ansızın. Ancak uyumak sadece fiziksel bir özgürlüktür, zihnin ölmedikçe durmuyor. Bu kez düşüncelerin kâbus olup bir çığ gibi çullanıyor üzerine ve eziliyor insan yoksunluğunun altında. Kâbuslara alışkınsan sıçrayarak uyanmazsın, öyle de oluyor nitekim. İstemeyerek ama sakince uyanıyorsun. Gözlerini açıp tavana bakıyorsun hisleri alınmış bir yaratık gibi tepkisiz. “Keşke bir süre daha uyusaydım” diye geçiriyorsun içinden çünkü biliyorsun ki bu kısa göz dinlendirmeleri yeterli değil, hasta olman çok yakın. Ama kimin umurunda? Bilakis inatlaşıyor ve giyinmeye tenezzül etmeden balkon kapısını açıp atıyorsun kendini kışın soğuğuna. Soğuğu da yiyince uykunun esamesi kalmıyor gözlerinde. Üzerine yapışan zift karası geceye dönüyorsun sonra, sokak köpekleri bu saatlerde semtin uyanık tek sakinleri, biliyorsun. Göz ucuyla bakıyorsun bir yaşam belirtisi bulmak ümidiyle ama köpekler dahi terk etmişler bu soğuğa şehri. Baş başa kalıyorsun bulutlu ve basık bir şehir havasıyla. O an aklına Atilla İlhan geliyor “Köpek gibi yalnızlığım” diyor ya şair, için buruluyor. Basık ve karanlık bir gece oldum olası yalnızlığın temsilidir de zaten, insan yine de alışamıyor. Kabullenmek istemiyor belki ama tümüyle inkâr da edemiyor…
Çünkü benim gibi kendine sözü geçmeyen bir adam ikna edemiyor
kendini hayatındaki insanların varlığına…
Çünkü iyi biliyor özellikle bu karanlık gecelerde insan
yalnızlığı ile tek başına raks eder. Köpek ulumaları eşlik eder bu kusursuz
yoksunluğa…
Kabus
Reviewed by Son Ümit dergisi
on
Ocak 01, 2015
Rating: 5

ODA Kısa Film
Saye Yapım ile ortaklaşa kısa film çekmeye başladık. Geçmiş yazılarımdan olan "Oda'yı revize ederek senaryolaştırdık ve bu hafta çekimlere başlıyoruz...
ODA Kısa Film
Reviewed by Son Ümit dergisi
on
Kasım 28, 2014
Rating: 5

Ezgi Radyo'da Edebiyat Programı!
Uzunca bir süredir hayalini kurduğum Radyo Edebiyat'ını nihayet gerçekleştirebileceğim. Elazığ'da 88.00 frekansında yayın yapmakta olan Ezgi Radyo ile anlaştım ve önümüzdeki hafta itibariyle her cumartesi-pazar saat 20.00-22.00 saatleri arasında program yapacağım. Programın ismi daha belli olmasa da ilerleyen günlerde onu da duyuracağım...
Ezgi Radyo'da Edebiyat Programı!
Reviewed by Son Ümit dergisi
on
Ekim 17, 2014
Rating: 5
.jpg)
Müjde'den Paylaşımlar 2
Reviewed by Son Ümit dergisi
on
Eylül 16, 2014
Rating: 5

Tek Tip 2 ║ Deneme
-Burak Çakır
Bu denli sıradan ve tekdüze yaşayan bir toplum olmamızın temel nedeni hayatı sıradanlaştırmamızdan kaynaklanıyor. Her şeyi çabucak tüketen, değersizleştiren bir toplum olduk son on sene içerisinde. Kapitalist düzene çok çabuk adapte olan ve hayatını tüketmek üzerine kurgulayan bireylerin sayısı artıyorken, üretken nüfusumuz gün geçtikçe kan kaybediyor. Özellikle televizyon ve internet üzerinden yapılan satış propagandaları her gün yeni bir başarıya imza atıyor.
Tüketimin artık boyut değiştirdiğine de şahit olduğumuz şu günlerde artık manevi öğeleri bile tükettiğimizi görülüyor. Sevmek ve aşkın dahi olağan şeylermiş gibi sunulması, insan duygu ve düşüncelerinin sığılaşması ile geldiğimiz nokta maalesef; hissizleşmek.
Bu denli sıradan ve tekdüze yaşayan bir toplum olmamızın temel nedeni hayatı sıradanlaştırmamızdan kaynaklanıyor. Her şeyi çabucak tüketen, değersizleştiren bir toplum olduk son on sene içerisinde. Kapitalist düzene çok çabuk adapte olan ve hayatını tüketmek üzerine kurgulayan bireylerin sayısı artıyorken, üretken nüfusumuz gün geçtikçe kan kaybediyor. Özellikle televizyon ve internet üzerinden yapılan satış propagandaları her gün yeni bir başarıya imza atıyor.
Tüketimin artık boyut değiştirdiğine de şahit olduğumuz şu günlerde artık manevi öğeleri bile tükettiğimizi görülüyor. Sevmek ve aşkın dahi olağan şeylermiş gibi sunulması, insan duygu ve düşüncelerinin sığılaşması ile geldiğimiz nokta maalesef; hissizleşmek.
Tek Tip 2 ║ Deneme
Reviewed by Son Ümit dergisi
on
Ağustos 16, 2014
Rating: 5

Tek Tip ║ Deneme
Farklı olmak…
Günümüzde gençler arasında dolaşan gizli ama bir o kadar da önemli bir sorun. Farklılık peşinde koşuşturan gençlerimiz esasen birbirinden farksız insan kitlelerini oluşturuyorlar farkında olmadan. Amerikan dizi ve filmlerinin ektisinde kalarak farklılaşma çabasına girişen günümüz gençliği Avrupai bir taklitçilik telaşına kapılarak “farklı” olduklarını sanıyorlar. Dikkatlerden kaçan nokta ise gün geçtikçe farklı bir ses duymuyor oluşumuz.
Herkesin farklı olmaya alıştığı bir ortamda farklı olmaya çalışmak sıradan bir hal almışken bu gayrete girmek oldukça saçma geliyor bana. Farklı olmak kendinin farkındalığıyla başlar, çünkü her insan esasen birbirinden farklıdır. Yaşam şeklimiz, ailemiz, çevremiz ve kişiliğimiz zaten bir fark oluşturuyorken zoraki farklılıklar peşinde koşmak bizi kendimizden, olduğumuz kişiden uzaklaştırıyor sadece.
Tek Tip ║ Deneme
Reviewed by Son Ümit dergisi
on
Temmuz 15, 2014
Rating: 5

Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)